Kıbrıs Barış Harekatı’nın 41. Yıl Dönümü Anılıyor

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 41. Yıl Dönümü Anılıyor

Kıbrıs Barış Harekatı 20 Temmuz 1974 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’ta başlattığı ve 14 Ağustos’ta Türk Birlikleri’nin başkent Lefkoşa’ya girmesiyle sonuçlanan askeri harekattır.

Harekat Zürih ve Londra Antlaşması’nın 4. maddesine dayanarak gerçekleştirildi. Fakat Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi bu harekâtı işgal olarak değerlendirdi.

Avrupa Konseyi Parlamentler Meclisi’nin 29 Temmuz 1974 tarihli 573 sayılı kararı ve Atina’daki Temyiz Mahkemesi’nin 21 Mart 1979 tarihli kararı, Türk müdahalesinin yasal olduğunu vurgulamıştır. Ancak uluslararası kuruluşları ve kararlarının çoğu, yasadışı istila olarak tanımlamaktadır.

Bu harekat sayesinde Kıbrıslı Türkler, sistematik katliamlardan kurtulmuş, yeniden asayiş sağlanmıştır, adanın Türk nüfusuna yönelik saldırıların bitmesinde etkin güç olmuştur.

Kuzey Kıbrıs’ta harekatla ilgili birçok mezarlık ve tarihi mekânda, Türk askerlerine duyulan minnettarlığın izlerini görmek mümkündür. Adaya ilk çıkan ve burada ölen Türk askerleri için yapılan Şehit Albay İbrahim Karaoğlanoğlu Şehitliği, bunun en güzel örneklerinden biridir.

Birleşmiş Milletler’e göre Kıbrıs Cumhuriyeti adanın tek hakimidir devletlerce tanınmamasını istemiştir.

AİHM’nin Türkiye aleyhine verdiği ilk karar, Türk harekatı sonucunda Girne’deki evinin elinden alındığını iddia eden Titina Loizidou tarafından açılmış ve mahkeme, Türkiye’yi 1,2 milyon avro ödemeye mahkûm etmiştir.

2006 yılında AİHM, görülmeyi bekleyen bütün tazminat davalarını bağlayan bir karar almış ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan Taşınmaz Mal Komisyonunu adadaki soruna dair bir iç hukuk yolu olarak tanımlamış ve Rumlar tarafından açılmış tüm bireysel tazminat davalarını, iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle reddetmiştir.

1994 yılında Rum hükümeti tarafından açılan 221 bin kişinin zararlarının tazminini öngören başvuru 1996 yılında AİHM tarafından kabul edilmiş, 2014 yılında Türkiye toplamda 90 milyon avro ödemeye mahkûm edilmiştir. Genellikle kararlar siyasi olduğu için Türkiye aleyhine olmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir