İstanbul’un Kuşları Azaldı Türkiye Tırtıl İstilasına Uğradı

Kuşlara konacak bir ağaç bırakılmadığı için ve göç yollarına projeler yapıldığı için İstanbul’un kuşları azaldı ve bir çözüm bulunmazsa kuşlar giderek yok olacak.

Son zamanlarda balkonlardaki ve apartman bahçelerindeki güvercinler, kumrular ve özellikle serçeler dramatik bir şekilde azaldı.

Yapılan gözlemlere göre şehir kuşlarındaki azalmanın ana nedeni, tabiat ortamının yok olması dışında, binalardaki mantolama çalışmaları. Son 15 yılda, İstanbul’daki binaların yarısı mantolanmıştır. Isı kaybını engellemek için yapılan bu faydalı işlem, bilinçsizlik ve duyarsızlık nedeniyle şehir kuşlarının yarısının yok olmasına neden olmuştur.

Serçe, güvercin ve kumru gibi şehir kuşları ağaçlardan çok binaların cephelerinde ve çatı kenarlarında bulunan küçük delik ve girintilerde yuva yaparak yaşamaktadırlar. Binalara yapılan mantolama esnasında bu küçük delik ve girintiler kapanmakta ve yuvalar yok olmaktadır. Yuvası yok olan kuşlar kışın soğukta donarak ölmekte ve üreyemedikleri için soyları tükenmektedir.

Bu yok oluşu önlemenin tek yolu, mantolama esnasında bina cephelerine kuşların yuva yapacağı küçük oyuklar ve delikler bırakmaktır.

Belirli aralıklarla asılan yuvalara yerleşen kuşlar, ağaçlar için zararlı olan böcek ya da tırtılları yiyerek orman kırımını önlüyor. Kuş yuvaları satın alarak kuşlara yardımcı olunabilir.

İstanbul’un az bilinen bir özelliği daha vardı. Yıllardır bahar aylarında göç eden binlerce kuş için en önemli geçiş ve dinlenme noktalarından biri olmasıydı. Kuşların güney yarımküreye uçuşunu izlemek için en uygun vakit, tam bu sonbahar aylarıydı ama çok ciddi oranda azalan kuşları artık İstanbul’da görmek mümkün değil.

Kuşlar ilkbaharda güney yarımküreden kuzey yarımküreye, sonbaharda ise tersi istikamette göç ediyor. Mart, nisan, mayıs ayları güneyden kuzeye; ağustos, eylül, ekim ise kuzeyden güneye göçlerin en iyi izlenebileceği tarihler.

Kuşların ormanların kesilmesi, yanması, su havzalarının kirlenmesi, azalması, İstanbul’un kuzeyindeki kuşların dinlendikleri ve avlandıkları ormanlara doğru, her geçen gün yapılaşmanın artması, akşamları dinlenmek için orman arayan bu kuşların güç kazanmalarında zorlanmalarına sebep oluyor. Boğazlarımızın oluşmasından beri aynı güzergâhı kullanan bu kuşların göç yollarında yeterli araştırmalar yapılmadan, önlemler alınmadan yapılan yüksek binalara, elektrik direklerine, yüksek antenlere, tellere, rüzgâr türbinlerine, acımasız ve bilinçsiz avcıların kurşunlarına çarpmadan uçmaları zor oluyor. Üçüncü köprünün ve otobanların yapıldığı güzergâhta kuşları etkiledi. Bu projeler için ciddi bir Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) yapılmadığından ne kadar kuş ölümüne yol açtığını tahmin etmek güç.

Başta leylek ve kara leylekler olmak üzere kartal, şahin, atmaca, delice, doğan, akbaba ve kara çaylak gibi 30 tür kuş İstanbul’un üzerinden göç ediyordu.

Kuşların en büyük özellikleri temizlik yapmaları; hem havada hem karada zararlı ne varsa tüketiyor. Yani sivrisinek, çekirge, ağaç kurtları, kene, her türlü fare, yılan, kertenkele ve benzeri sürüngenler, insan elinin ulaşamadığı yerlerde ölmüş ve bakteri üreten, o bakterilerin yağmur yoluyla su hazlarına kadar ulaşmasına sebep olan büyük hayvan leşlerinin hepsini alarak giderler.

Kuşlar azaldığı için doğal denge bozuluyor. Bu nedenle çok yeri tırtıllar basıyor.

Edirne’de her ağaca binlerce kuş yuvası asılmış durumda. Kuş yuvaları bir sırık yardımıyla asma kancalarla ağız kısmı güney ya da güneybatıya gelecek şekilde 5-10 cm çapındaki sağlam dallara yerleştiriliyor. Yuvalar sonbahar ya da kış başlangıcında asılarak kuşları ilkbahar, yani mart ayına kadar hazırlıyor.

Ayrıca, yol kenarında 10 metreden daha yakın yerlere ve su kenarlarındaki ağaçlara yuvalar asılıyor.

Böcek tahribatı Türkiye’de ciddi alanlara yayıldı. Böcekler kurtçuk ya da tırtıl aşamasındayken ağaçlara çok fazla zarar veriyor. Ağaçlara en fazla zarar veren böcekler arasında çamsürgün bükücüsü, çamkese böceği, yeşil böcek bükücüsü ve sünger örücüsü diye bilinen kır tırtılı yer alıyor. Ormanlarda kurulan yuvalarda büyükbaştankara, mavibaştankara, ispinoz, bülbül, çoban aldatan ve sığırcık gibi kuş türlerinin kalması sağlanarak, böceklerin zararlı etkileri en aza indiriliyor.

Kuşlar zararlı böceklerin baş düşmanıdır. Karaların çoğunun bulunduğu kuzey bölgelerine göç etmeselerdi ve yılın dörtte üçünü burada geçirmeselerdi, haşereler buralarda muazzam bir bitki katliamı yapardı. Baharda milyonlarca böcek, bitkiler üzerine yumurta bırakır. Bunlardan çıkan tırtıllar, kuşlar tarafından yenilerek kontrol altında tutulur. Çeşitli kurt, böcek ve çekirge yumurtalarını yiyerek mutlak bir kıtlığın önüne geçerler.

Yuvaların uygulanma yöntemi çok önemlidir. Yuvaların giriş deliklerinin çoğalması istenen ya da azaltılması istenen türlere göre düzenlenmesi gerekir. Çok fazla büyük giriş delikleri yapılırsa bazı diğer kuşlar küçük kuşların yavru ya da yumurtalarını tahrip edebiliyor.

Doğal hayat insanlardan etkileniyor. Kuş yuvaları özellikle ormanda çok fazla giriş çıkış yapılmayan yerlere kurulmalı. Kuşlar yuvalarında doğal düşmanlarından korunmalı. Sonuçta 12 ay boyunca burada yaşayacaklar. Bu uygulamada yer belirlemesi oldukça önemli. Öte yandan ilaçlama kuş popülasyonları üzerinde olumsuz etki yapar.

Çay ve göletlere su kuşlarının sağlıklı üreyebilmeleri için yapay kuş yuvaları yerleştiriliyor.

Kuşlara destek için sehirkuslari.com adresinde imza toplanıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir