Safra Kesesinde Taş Neden Olur Tıkanma Sarılığı Neden Oluşur

Safra Kesesinde Taş Neden Olur Tıkanma Sarılığı Neden Oluşur

Safra taşları (kolelitiazis) safra kesesi içerisinde normal veya anormal safra içeriğinin birleşmesi sonucu kristaller halinde çökmesiyle oluşur.

Safra taşlarının oluşumuna katılan major elementler kolesterol, safra pigmenti ve kalsiyumdur. Taşın bünyesinde eser miktarda bulunabilen diğer oluşumlar demir, fosfor, karbonatlar, proteinler, karbonhidratlar, mukus ve hücre artıklarıdır.

Kolesterol ve pigment taşı olmak üzere iki tür safra taşı vardır. Kolesterol taşları genellikle sarı-yeşil renkte olup öncelikle sertleşmiş kolesterol içerir.

Kolesterol taşları safra taşlarının yaklaşık yüzde 80’nini oluşturmaktadır. Pigment taşları bilirubinden yapılmış küçük, koyu renkli taşlardır. Safra kesesi taşları tek büyük bir taş veya yüzlerce küçük taş, ya da ikisinin bir kombinasyonu şeklinde gelişebilir.

Safra kesesi taşları oluşumundaki risk faktörleri;
İlaçlar (OKS, Seftriakson)
40 Yaş Üzeri Olma
Açık Tenli Olma
Diabetes Mellitus
Genetik Faktörler
Hızlı Kilo Kaybı
Hayvansal Yağdan Zengin Diyet
Kadın Olma
Kilolu Olma
Obezite

Safra taşı belirtileri: Karın ağrısı, Sarılık, İdrar renginin kırmızı veya kahverengi olması, bulantı, kusma, ateş

Safra taşı tanısında ultrasonografi kullanılmakta. Ağrı atağı geçiren hastaların tedavisinde laparoskopik veya açık kolesistektomi en çok tercih edilen tedavi yöntemidir.

Normal serum bilirubin düzeyi 0.5-1.3 mg/dl olup, 2.5 mg/dl’yi geçerse bilirubinin dokuları boyamasıyla klinik olarak sarılık ortaya çıkar.

Sarılığa yol açan hastalıklar medikal ve cerrahi sarılık olarak iki gruba ayrılır.
Bilirubin yapımını artıran, hepatositlere transportunu veya konjugasyonunu azaltan, veya bilirubin atımını bozan nedenler medikal sarılık olarak gruplandırılır.

Bilirubinin barsaklara geçmesini engelleyen nedenlerle oluşanlar ise cerrahi sarılık olarak gruplandırılır. Bilirubin yapımını artıran nedenlerin en önemlisi hemolitik anemi veya hemolize yol açan sepsis, yanıklar ve transfüzyon reaksiyonlarıdır.

Bilirubin uptake ve konjugasyonu bazı ilaçlar, sepsis ve viral hepatitle etkilenir. Bilirubinin atımındaki bozukluk intrahepatik kolestaza ve konjuge hiperbilirubinemiye yol açar. Bilirubin eksresyonuna sebep olan en önemli nedenler viral ve alkolik hepatit, siroz ve ilaca bağlı kolestazisdir.

Gözlerde ve vucutta sararma, Sarılık bilirubin seviyesi 2.5 mg/dl’ye ulaşınca skleralarda; 6 mg/dl’ye ulaşınca da deri ve mukus membranlarda belirgin hale gelir, İdrar renginde koyulaşma görülür, Akolik gayta mevcuttur. Direkt bilirubinemi, bilirubinuri ve akolik gayta üçlüsü tıkanma sarılığı göstergesidir.

Tıkanma sarılıklarında direkt bilirubin artmaktadır; ancak direkt bilirubinemi, intrahepatik kolestaz ile tıkanma sarılıklarını ayırmada yeterli değildir.

İndirekt bilirubin böbreklerden filtre edilemediğinden, idrarda bilirubin saptanması direkt hiperbilirubinemi göstergesidir.

Neoplastik tıkanıklıklarda bilirubin düzeyi genellikle daha yüksektir.
Tıkanıklığa kolanjit eşlik etmediği sürece ALT ve AST yükseklikleri belirgin değildir.
Tıkanma sarılıklarında alkalen fosfotaz, gama glutamil transferaz ve 5′-nükleotidaz düzeylerinin yükselmesi önemli bulgulardandır.
Vitamin K eksikliğine bağlı olarak protrombin zamanında uzama gözlenebilir.

Ekstrahepatik safra yolları obstruksiyonundan kuşku duyulan hastalarda ilk uygulanacak görüntüleme, ultrasonografi olmalıdır. Ultrasonografi ayrıca muhtemel bir sarılık nedeni olabilecek safra taşı, karaciğer metastazı veya pankreas, karaciğerdeki bir kitleyi de gösterir.

Keza biliyer dilatasyonu gösterme de Bilgisayarlı Tomografi (BT) de çok duyarlıdır. Safra taşlarının tanınmasında, BT ultrasonografiden daha az etkindir. Bununla beraber BT ekstrahepatik obstruksiyonun yerini ve nedenini saptamada ultrasonografiden daha doğru sonuç verir. Spiral BT, periampuller tümörlerin damarsal tutulumları gibi ilave evrelendirme bilgilerini de verebilir. Taşa bağlı bir biliyer obstruksiyon düşünüldüğünde ilk yapılacak radyolojik değerlendirme ultrasonografi, halbuki periampuller bir tümör kuşkusunda BT ilk başvurulacak görüntüleme yöntemidir.

Manyetik Rezonans Görüntüleme son yıllarda önemli değerlendirme yöntemi olarak sunulmuşlardır. MRCP ile safra yollarının değerlendirilmesi ile gereksiz girişimsel işlemler azaltılmıştır.

Direkt Kolanjiografi: Safra yollarının en iyi görüntülenmesi, safra yollarına kontrast madde verilerek elde edilebilir. Direkt kolanjiografi üç yolla elde edilebilir. Bu yöntemler; perkütan transhepatik kolanjiogafi, endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi ve intraoperatif kolanjiografidir.
ERKP, duodenum, ampulla, safra kanalları ve pankreatik
kanalların görüntülenmesini sağlayan kombine endoskopik ve radyografik bir tetkiktir. Hem ERKP hem de PTK tedavi amacıyla da kullanılabilirler.

Tıkanma sarılığı, kolanjit, sepsis, çoklu organ yetmezliği, koagülopati ve böbrek yetmezliğine neden olabilir.

Tıkanma sarılığının en sık komplikasyonu olan kolanjitte sarılık, ateş ve sağ üst kadran ağrısıyla karakterize Charcot üçlüsü gözlenmektedir.

Tıkanma sarılığı tedavisinde amaç, tıkanıklığın ortadan kaldırılmasıdır.

Endoskopik, radyolojik yada cerrahi yöntemler kullanılabilir. Bu tekniklerle uygulanabilen yöntemler; drenaj, stentleme yada dilatasyondur. Radikal cerrahi; özellikle malign hastalıklarda pankreatikoduodenektomi yada koledok eksizyonunu yapılabilir. Palyasyon amacıyla by-pass yada stentleme uygulanabilir.

Büyük koledok taşları varlığında koledok eksplarasyonu ve taşın çıkartılması uygulanabilir.

Bütün tavada yapılan ve yağda kızartılan gıdalar, ağır soslar, et suları, tavuk ve hindi derileri, şalgam, lahana, karnabahar, turp ve bazı çiğ meyveler.

Safra kesesi taşları sorun oluşturursa tedavisi sıklıkla ameliyatla safra kesesinin alınmasıdır.
1. Safra kesesinin aniden iltihaplanması
2. Taşların bulunmasından dolayı hasta tekrara eden ve şiddetli kolik sancı nöbetlerine maruz kalmaktaysa.
3. Safra kesesinde taşların bulunduğu bilinmekteyse ve hasta kronik hazımsızlıktan, bulantı, gazdan ve bazı karın bölgesi ağzından şikayetçi ise
4. Sarılık (derinin sarı bir renk alması) küçük taşların safra kanallı tıkamasından dolayı gelişmişse.
5. Pankreatit hastalığı gelişmişse.

Daha önce üst karın bölgesi ameliyatı geçirmiş olanlarda (Ör.: mide, Karaciğer…) karın içerisinde yapışıklıklar olabilir ve bu yöntemin uygulanmasını zorlaştırabilir. Karın içi basıncın artmasının (gazla şişirildiği için) zararlı olduğu durumlarda (bazı kalp hastalıkları) bu ameliyat yapılamayabilir. Bazen ameliyata kapalı yöntemle başlansa bile yüzde 1 ile 5 oranında ameliyat sırasında açık yönteme dönmek gerekebilir.

Taşların kırılması: Tıkanma sarılığı gibi ciddi olabilecek komplikasyonlara neden olabilmesi ile yarardan çok zarar verebilir.

İlaçla eritme: Ameliyatın çok riskli olduğu hastalarda, ameliyat dışı yöntemlerle çare aranabilir. Taşları eritmek için uzun süre ursodeoksikolik asit içeren ilaçlar kullanılabilir.

Böbrek hayati bir organ olması nedeniyle tümör vb. zorunlu haller dışında alınamaz, ancak safra kesesi alınabilir. Geçmişte safra taşının kırılması sonrasında, bu taşların kanala düşerek cerrahi sarılık veya pankreatit oluşturduğu gözlenmiştir. Bu komplikasyonlar nedeni ile safra kesesi taşlarının kırılması işlemi terk edilmiştir.

Safra kesesi ameliyatlarında sadece taşı alma etkili olmaz. Böbrek hayati bir organ olması nedeniyle tümör vb. zorunlu haller dışında alınamaz, ancak safra kesesi alınabilir. Safra kesesi ameliyatlarında sadece taşın alınması durumunda kısa bir süre sonra safra içeriğinin yoğunluğu nedeniyle safra kesesi sorunu aynen tekrarlar. Bu nedenle cerrahi teknik olarak safra kesesi taşını almak değil, safra kesesi organının tümünü almak gerekir.

Hastaların laparoskopik kolesistektomi veya safra kesesi ameliyatından 4-6 saat sonra yumuşak gıdalar ile beslenmesine izin verilir ve 24 saat içinde eve taburcu edilirler.

Hastalar laparoskopik kolesistektomi veya safra kesesi ameliyatından yaklaşık 3 ile 4 gün içinde işlerine geri dönebilecek duruma gelirler.

Safra kesesi ameliyatından sonra yağlı ve kızartmalı gıdalardan uzak durmakta yarar vardır. Hastaların yaklaşık yüzde 10’unda hazımsızlık ve şişkinlik yakınmaları devam edebilir ve bu tabloya postkolesistektomi sendromu adı verilmektedir. Bu durum bilyer diskinezi denilen safra çalışma bozukluğunda olabildiği gibi, mide ve oniki parmak bağırsağında iltihap (gastrit) ve ülser tablosu ile de karışabilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir