Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşları Türkiye’de Nasıl Kabul Edildi

Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşları Türkiye'de Nasıl Kabul Edildi

Türkiye’de derecelendirme kavramı ilk kez 1990 yılında ortaya çıkmış ve yasal temelleri 1997 yılında atılmıştır. Sermaye Piyasası Kurulunun, yürürlüğe giren Derecelendirme Faaliyeti ile Derecelendirme Kuruluşlarına İlişkin Esaslar başlıklı tebliği ile beraber derecelendirme faaliyetleri, faaliyetleri yapacak uluslararası kuruluşları hangileri olacağı hüküm altına alınmıştır.

Dünya genelinde yerel ve uluslararası alanlarda faaliyet gösteren birçok kuruluş vardır.

Ancak tekel bir yapıyla derecelendirme sektöründe faaliyet gösteren üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu mevcuttur. Bunlardan ilk ikisi olan Standart & Poor’s (S&P) ve Moody’s kredi derecelendirmenin yaklaşık yüzde 80’ini yapmaktadırlar. Diğer bir kuruluş ise Türkiye’ye üç kuruluş arasından en yüksek notu vermesiyle bilinen Fitch Ratings şirketidir (Türkiye ofisini kapatıp Türkiye’den çekildi).

Geriye kalan kuruluşlar faaliyet alanlarını genişletmeye başlamış olsalar dahi pazar payı olarak yüzde 3-4 civarında kalabilmişlerdir. Zaman zaman bu kuruluşlar Türkiye ve Rusya gibi kredi notundan memnun olmayan ülkeler tarafından yoğun eleştirilere maruz kalmışlardır. En çok yapılan eleştiriler, derecelendirme kuruluşlarının bağımsızlıklarını koruyamadıkları yönündedir. Kendi kökenlerine bağlı bir şekilde diğer ülkelerin ekonomik yapılarına yabancı kalarak kredi notlarını belirlemesi haksızlık olarak görülebilmektedir.

Kredi Derecelendirme: borçlunun anapara ve faiz yükümlülüklerinin ödeme yeteneğinin, zamanında ve tam olarak yerine getirilmesini ölçen bir araç Moody’s, S&P ve Fitch Ratings gibi farklı kuruluşlar derecelendirme konusunda uluslararası kabul görmüş kuruluşlardır.

Moody’s Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları arasında en eski ve S&P kuruluşundan sonra en yüksek paya sahip kuruluştur. Moody’s, 1909 yılında faaliyete başlamış ve ilk olarak devlet demir yolları tahvillerini derecelendirmiştir. 1914 yılından sonra kuruluşun faaliyet alanı genişleyerek yatırımlara ve kamu borçlanma araçlarına ilişkin derecelendirmeler yapılmaya başlanmıştır. 1970’li yıllarda ise şirket özel kesim tahvillerini derecelendirme faaliyeti bünyesine eklemiştir.

S&P derecelendirme kuruluşu 1988 yılında yatırımcılardan gelen kredi notu değerlendirmesi talebi üzerine Türkiye’ye gelmiştir. S&P, Türkiye için ilk kredi notunu 1991 yılında BBB+ olarak vermiştir. Bu notun anlamı uzun vadede yükümlülüklerin yerine getirilebileceği ancak borç ödeme kapasitesinin riskli olduğu yani spekülatif özellikler taşıdığını ifade eder.

Türkiye’de kurulan ve SPK tarafından yetkilendirilen 6 derecelendirme kuruluşu vardır.
Fitch Ratings Finansal Derecelendirme Hizmetleri AŞ
JCR Avrasya Derecelendirme AŞ
TCR Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme AŞ
Saha Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri AŞ
Kobirate Uluslararası Kredi Derecelendirme ve Kurumsal Yönetim Hizmetleri AŞ
Turkrating İstanbul Uluslararası Derecelendirme Hizmetleri AŞ

Türkiye’de derecelendirme faaliyetinde bulunması SPK tarafından kabul edilen 3 uluslararası derecelendirme kuruluşu bulunmaktadır.
Bunlar;
S&P
Moody’s
Fitch Ratings

Derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye verdiği notlar incelendiğinde çoğu dönem için Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviyeden uzak olduğu söylenebilir. Bu seviyenin ekonomide iyileşme yaşanırken dahi düşük olması bazı kesimlerce Türkiye’ye objektif not verilmediği savunuldu. Ayrıca ekonomi ve siyasi çevre tarafsızlık konusunda kredi notu veren kuruluşları oldukça fazla eleştirmiştir. Derecelendirme kuruluşlarının eleştirilere maruz kalmalarının önemli nedenlerinden biri de kredi notlarının piyasayı etkileme gücünün yüksek olmasıdır. Sonuçta güvenilir olmayan veya taraflı olarak verilen kredi notları ülkeye girecek olan yabancı yatırımların engellenmesi anlamına gelmektedir.

Türkiye’nin ülke kredi notu analizi yapılırken ülkenin derecelendirme yapılmadan önce belirlemiş olduğu model sonuçları ile kredi derecelendirme kuruluşlarının vermiş oldukları notlar genelde uyuşmamaktadır. Üç kuruluş içinde baktığımızda Türkiye’nin model tahmininin gerçekleşen notlardan daha yüksek olduğu görülmektedir. Aradaki farklılığın kuruluşların notlandırma sisteminden veya ülke için model oluşturulurken öznel değerlendirilmesinden kaynaklı olabilir. Bunun yanında modelde yer alan değişkenlerin yetersiz olması ile modelde yer almayan değişkenlerin notlarda etkili olması göz önünde bulundurulmalıdır.

Ülkelerin Kredi Notu Durumu

En Yüksek Kredi Derecesi:
(AAA) Danimarka, Finlandiya, Almanya, Lüksemburg, İsveç, İngiltere

Yüksek Kredi Derecesi:
(AA+) Avusturya, Hollanda
(AA) Belçika, Fransa
(AA-) Çek Cumhuriyeti, Estonya

İyi Kredi Derecesi:
(A) Slovakya
(A-) Polonya, Slovenya

Ortanın Altı Seviye:
(BBB+) İrlanda, Letonya, Malta
(BBB) Bulgaristan, İtalya, Litvanya
(BBB-) İspanya

Yatırım Yapılamaz:
(BB+) Türkiye, Hırvatistan, Romanya
(BB) Macaristan, Portekiz

Önemli Derecede Spekülatif:
(B-) Yunanistan, Güney Kıbrıs

Son zamanlarda bu kuruluşlar daha çok eleştiriyle karşı karşıya kalmışlardır. Özellikle iflas ve kriz dönemlerinde ciddi eleştiriler yapılmıştır. Çünkü bir gün öncesinde en yüksek kaliteyi ifade eden AAA notunu alan şirket, bir gün sonra iflas etmiştir. Kredi notu verilirken baskıların azaltılıp denetimin artırılması bu kuruluşların daha sağlıklı not vermesini sağlayacaktır.

Türkiye’nin Kredi Notu Düşürülürse Neler Olur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir