Batılı Ülkeler Kamu Yararı Anlayışını Geçersiz Hale Getirmekte

Kamu yararı sadece idare hukuku tekniği içerisinde değerlendirilemeyecek kadar felsefi ve kamusal alan içerisinde anlam kazanan bir kavramdır. Çünkü bir üretim ilişkileri biçimi olarak kapitalizmin egemenliği ile birlikte kamusal alan, hâkim sınıfın istekleri çerçevesinde şekillenmiş ve modern devletin inşası ile birlikte, soyutlamaya dayalı bir kamu yararı anlayışının da biçimlenmesine neden olmuştur. Oysa neyin kamunun yararına olduğunu belirleyecek olan, kamusal alandaki toplumun bilinç düzeyidir.

Kapitalizm, bu bilinç düzeyini yeni sağ ve neoliberal politikalar yolu ile oluşmadan engelleme çabasındadır. Bu politikalar son süreçte bireysel yararı kamu yararı karşısında öncelikli konuma getirirken, kamusal alanda da teslimiyetçi bir yapı oluşturmaktadır.

Kamu yönetimini yeniden yapılandırma adına ve devletin faaliyet alanının daraltılmasına yönelik bu tür müdahalelerin amacı, ekonomide esnek yapılanmanın ve sermayenin önündeki engellerin aşılması ve toplumsal alanın bu düzen çerçevesinde yeniden inşa edilmesidir. Toplumu parçacıllaştırmaya ve kamusal alanı daraltmaya yönelik bu çabalar sonucu kamu yararı işlevsiz hale getirilmektedir.

Türkiye, bu çerçevede batıya eklemlenme telaşı içerisinde tüm dayatmaları sessiz sedasız yerine getirmeye çalışmaktadır. Hız verilen özelleştirme çalışmaları ve ülke kaynaklarını yabancı sermayenin eline bırakacak yasal düzenlemeler, kamu hizmeti anlayışını piyasa lehine değiştirdiği gibi, kamu hizmetinin öncelikli amacı olan kamu yararı anlayışını da geçersiz kılmaktadır.

Oysa kamu yararı, tüm insanlığın yararını gözeten bütüncül ve toplumsal bir kavramdır. Bu nedenle kamu yararı anlayışının terk edilmesi kamunun yok edilmesi anlamına gelir. Çünkü, kamusal alanda meydana gelecek olan daralmalar toplumsal tepkileri de beraberinde getirecektir.

Başta güvenlik ve adalet hizmetleri olmak üzere eğitim, sağlık, altyapı gibi hizmetlerin piyasaya bırakılması toplumdaki bu iç parçalanmanın hızlanmasına neden olacaktır.

Bu nedenle kamunun topluluk oluşturucu ve toplumun çıkarını gözetme işlevi insanlık var olduğu sürece devam edecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir