5G’de Hastalık ve Doğal Afet Tehlikesi

5G'de Hastalık ve Doğal Afet Tehlikesi

5G’de Hastalık ve Doğal Afet Tehlikesi

Amerikalı yazar ve elektromanyetik radyasyon ve sağlık konusunda aktivist Arthur Robert Firstenberg 5G teknolojisinin doğal hayatı olumsuz etkileyeceğini ve insanlarda kanser gibi hastalıklara yol açabileceğini, kablosuz ağların insan sağlığına zararlı olduğunu ve 5G’nin bu zararları çok daha fazla artıracağını iddia ediyor ve 5G çalışmalarının durdurulmasını talep ediyor.

Firstenberg yaptığı açıklamada; dünya çapında her yerde 5G antenleri kuruluyor ve bana gelen raporlara göre şu anda bile insanlar bunlar yüzünden hasta olmaya başladı ve böcek popülasyonu da etkileniyor. Bu küresel bir felaket olabilir. İlk uydular 1990’ların sonlarında cep telefonları için piyasaya çıktı. Yörüngeye yerleştirilmeye başlandıkları günden itibaren bunlara duyarlı insanlar çok hastalandı. ABD’de ölüm oranı da yüzde 5-10 arttı ve bazı kuşların uçamadığı bildirildi. Bunu en çok anlayan insanlar güvercin besleyenlerdi. Kuşlarını bıraktılar ama geri dönen olmadı ve bu sadece 77 uydu içindi, bu yüzden 20 binden fazla uydu ihtimalinden çok korkuyoruz.

BM Dış Uzay İşleri Ofisi verilerine göre 2018 itibariyle dünya yörüngesinde 4 bin 857 uydu bulunuyor. DSÖ verilerine göre, 2018 yılında dünyada 18,1 milyon insana kanser teşhisi konulurken, 9.6 milyon insan da kanserden hayatını kaybetti.

Başka uzmanlara göre 5G nedeniyle yıldırım düşmelerin daha sık yaşanacağı ve daha fazla can alabileceği belirtiliyor.

Firstenberg, 1996’dan bu yana çok sayıda yayında kablosuz teknolojinin tehlikeli olduğunu ve telekomünikasyon endüstrisinin en az 1927’den bu yana teknolojisiyle ilgili zararlı kanıtları bastırdığını savundu.

5G’nin durdurulması için Firstenberg başvuruda bulundu ve şunları yazdı:
5G, hâlihazırda telekomünikasyon için kullanılan 2G, 3G ve 4G şebekelerinin ürettiği radyo frekansı (RF) radyasyonuna maruz kalmayı büyük ölçüde artıracak. RF radyasyonunun insanlara ve çevreye zararlı olduğu kanıtlandı.

5G’nin konuşlandırılması aslında insanlık ve çevre üzerinde bir deney ve bu uluslararası hukukta suç olarak tanımlanır. Yaygın olarak inkâr edilmesine rağmen, radyo frekansı (RF) radyasyonunun yaşama zararlı olduğuna dair kanıtlar zaten çok fazla. Hasta ve yaralı insanların birikmiş klinik verileri, çok çeşitli canlılarda DNA, hücreler ve organ sistemlerinde meydana gelen hasarlar ve modern uygarlığın başlıca hastalıklarının (kanser, kalp hastalığı ve diyabet) elektromanyetik kirliliğin bir sonucu olduğunu gösteren epidemiyolojik kanıtlar bir araya geldiğinde; 10 binden fazla hakemli araştırmaya dayanan büyük bir literatür oluşturuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir